Özgür yazılım nedir? Özgür yazılım tarihçesi
Özgür yazılım bir felsefedir ve dünya üzerindeki hiçbir felsefeyi tek satırda açıklamak mümkün değil. O yüzden lafı biraz uzatmak zorunda kalacağım.
Özgür yazılım felsefesi, 4 temel hak üzerine kurulmuştur:
Özgürlük 0 : Her türlü amaç için programı çalıştırma özgürlüğü...
Özgürlük 1 : Programın nasıl çalıştığını inceleme ve kendi gereksinimleri doğrultusunda değiştirme özgürlüğü... ( Program kaynak koduna erişim bunun için bir önşarttır. )
Özgürlük 2 : Yeniden dağıtma ve toplumla paylaşma özgürlüğü...
Özgürlük 3 : Programı geliştirme ve gelişmiş haliyle topluma dağıtma özgürlüğü... ( Böylece yazılım toplum yararına geliştirilmiş olur. Program kaynak koduna erişim bunun içinde bir önşarttır. )
Konunun daha iyi anlaşılması için GNU\'nun "
Özgür Yazılım Nedir?" yazısını mutlaka okumanızı öneririm.
Özgür yazılımın ne olduğuna dair sanırım az çok fikriniz olmuştur. Bir de ne olmadığına bakalım; özgür yazılım bedava anlamına gelmez. Elbette ki ücretsiz sunulabilir. Ama özgür yazılımı farklı kılanın, ödenecek ücret olduğunu düşünmek, haksızlık olur. Özgür yazılımı bu kadar özel yapan; bencil emeller yerine insanlığın yararına hizmet etmeye çalışmasıdır.
Çooook eskiden bilgisayarlar, bugün kullandığımız makinelerden oldukça farklıydı. Binlerce radyo tüpü, kablo ve bunun gibi bileşenle, odalara sığmayan dev metal yığınlarını düşünün. Bu devirlerde, yazılımın özgürlüğüyle ilgili bir sorun yoktu. Çünkü özgürlüğünü tartışabileceğimiz bir yazılım kavramı bulunmuyordu. Bilgisayara yaptırılacak işlemler, bir programlama dili olmaksızın, makine dilinde, verilen girdilerle sağlanıyordu. Daha sonra işler biraz değişti.
Gelişen teknoloji, bizleri, programlama dilleriyle tanıştırdı. Artık makine diliyle uğraşılmasına gerek yoktu. Üstelik para sağlayan asıl araç, bilgisayar donanımı olduğu için, kullanılan çoğu yazılımın kaynak koduna ulaşmak mümkündü. Bilgisayar donanımı gelişip, buna paralel ucuzlayınca, yazılımın finansal getirisi arttı ve bunu maksimize etmenin yolları arandı.
Firmalar daha fazla kâr elde etmek istediklerinden, yazılımlarıyla ilgili kullanım kurallarını giderek daha sıkı tutmaya başladılar. Bir zamanlar kaynak koduna ulaşabildiğiniz programlar, tamamen kapalı hale getirildi. Bu sayede, bir defaya mahsus emek harcanarak yapılan ürün, defalarca satılabiliyor ve arkasında neler olup bittiği kimseye söylenmiyordu. Yazılımın gelişimini engellediğiniz gibi, bilgiyi de tekelleştiriyordunuz.
Sanatsal bir yapıt veya bilimsel bir bulgu kimsenin tekelinde değildir. İnsanlığa aittir. Yazılım da entellektüel bir çalışmadır ve yine insanlığın malıdır. Bundan elbette ki para kazanıp, kâr elde edebilirsiniz ama bildiğinizi yalnızca kendinize saklamanız, bencilliktir.
Çoğu kişiye saçma gelecek kadar idealist olan bu düşünceler, kapalı kaynak kodlara karşı ufak adımlarla ortaya çıktı. Ve bugün bu fikirlerin, kapalı kaynağı destekleyenlere rahatsızlık verecek boyutlara ulaştığını söyleyebiliriz. İsmi sayılamayacak kadar çok insan, bu başarı da pay sahibidir. Ama bütün bunları başlatan sadece tek bir kişiydi: "Richard Stallman"...
GNU ve Richard StallmanÖzgür yazılım büyük komünitelerin bir araya gelerek başlattığı bir çalışma değildir. Bugünlerde inanılmaz boyutlara ulaşan topluluklara rağmen, özgür yazılımın ilk adımı, tek bir kişi tarafından atılmıştır. Bu sihirli adım, Richard Stallman\'a aittir.
Richard Matthew Stallman Linux\'un yaratıcısı Linus Torvalds, Yalnızca Eğlenmek İçin isimli kitabında, Richard Stallman\'dan, özgür yazılımın tanrısı olarak bahseder. Bunda haksız sayılmaz. Richard Stallman, özgür yazılım hareketini başlatan ve özgür yazılımın bugünlere gelmesinde kilit rolü oynayan kişidir.
İlk defa yazılımların özgür olması gerektiğini ortaya koymuş ve bunu eyleme dökmüştür.
Free Software Foundation ( FSF ) isimli özgür yazılım derneğini kurmuş ve
GNU Projesini başlatmıştır. İnsanların özgür yazılım geliştirebilmesi için
GCC ( GNU Compiler Collection ) isimli bir compiler ( derleyici ) geliştirmiştir. Üstelik bunlar sadece yaptıklarının ufak bir bölümüdür. Sanırım detaylı bir hayat hikayesini veremem. Ancak kısaca neden bu yolu seçtiğini ve bu mücadeleyi verdiğini az çok açıklamaya çalışabilirim.
Richard Matthew Stallman, ( kısaca RMS ) 16 Mart 1953 tarihinde, Manhattan, New York\'ta doğdu. Bilgisayarla ilk defa 1969 yılında, lisedeyken tanıştı. İlk programını PL/I ile yazdı ve bir süre sonra Assembly ile çalışmaya başladı.
1971 Haziranında, Harvard Üniversitesi\'nde birinci sınıf öğrencisiyken, MIT ( Massachusetts Institute of Technology ) Yapay Zeka Laboratuvarında programcılığa başladı. 1974 yılında Harvard Üniversitesi Fizik bölümünden yüksek onurla ( magna cum laud ) mezun oldu. Mezuniyetinden sonra, yüksek lisansa başladı ve MIT Yapay Zeka Laboratuvarında çalışmaya devam etti. Bu dönemde LISP üzerine önemli çalışmalarda bulundu.
MIT\'deyse işler yavaş yavaş değişmeye başlamıştı. Stallman\'ın çalışma arkadaşları, LISP ve benzeri araçların getirebileceği kâr marjlarını düşünmeye başladılar. Bilimsel amaçlarla yürütülen çalışmaların büyük çoğunluğu, amaçlarından saparak, ticari bir metaya dönüştü. Üstelik bu hareketler, Stallman\'ın çok sevdiği bazı projelerin kapalı hâle gelerek, elinden alınmasına neden oldu.
Stallman, 1971 yılında MIT\'de çalışmaya başladığında, yazılım paylaşım kültürü uzun süredir var olan bir olguydu. Bu durum hemen hemen her kurum için geçerliydi. Belki özgür yazılım diye bir tanım yoktu ama çalışma şekilleri, özgür yazılımdan başka bir şey değildi.
RMS\'in kendi deyimiyle, yemek tarifi paylaşımı, yemek yapmak kadar eskidir. Aynı şekilde yazılım paylaşımı da, bilgisayar tarihi kadar eskiye dayanır. Stallman\'ın çalışmaya başladığı yıllarda, bir üniversite veya kurum yazılıma dair yardım isterse, hiç çekinmeden bu destek veriliyordu. Stallman\'ın içinde bulunduğu ortam böyleydi ancak 1981\'de MIT\'de ki Hacker kültürünü çökerten bazı gelişmeler yaşandı. Symbolics isimli bir firma, MIT Yapay Zeka Laboratuvarında bulunan hemen hemen herkesi işe aldı. Hatta Stallman\'a da, benzer şekilde çalışması için öneriler yapıldı ama o asla kabul etmedi. Symbolics\'in bu hareketi, kapalı kaynak trendini hızlandırmış ve yazılım paylaşımına büyük bir darbe vurmuştur.
Yazılım paylaşmanın ve açık kaynak kodun, idealistlik sayılmadığı yıllar geride kalmıştı. Bir zamanlar beğendiğin programları, çevrendikerle özgürce paylaşabiliyorken, artık böyle bir şey yaparsan, korsan olarak isimlendiriliyordun. Paylaşımcı bir topluluk olmak yasaklanıyordu.
Çoğu insan bu durumda, yenilgiyi kabul edip, çalışmalarını kapalı kaynak olarak sürdürebilir. Richard Stallman ise, yenilgiyi kabul etmedi ve kendine farklı bir yol çizdi. Belki dehasından, belki dışlanmışlığın verdiği öfkeden, belki 60\'lı-70\'li yılların çiçek çocuklarından olmasından, belki de sadece yapabileceğinden... hangisi bilemiyorum. Ama sonuçta 1985 yılında, kapalı kaynak koda karşı GNU Manifestosunu yayımladı.
GNU Manifestosu o zamana kadar söylenenlerden çok farklı şeylerden bahsediyordu. Richard Stallman, önce GNU\'nun ne olduğunu açıklayan bir giriş yaptı. GNU\'nun açılımı nedir sorusuna ( What is GNU? ); GNU, Unix değildir ( GNU\'s Not Unix! ) diye basit bir cevap verdi.
İngilizce bir kelime olan GNU, öküz başlı antilop demektir. GNU\'nun logosu da, bu Afrika antilobundan gelmektedir. Richard Stallman\'sa, GNU\'yu rekürsif ( yinelemeli - tekrarlamalı ) şekilde, GNU\'s Not Unix! şeklinde açıklamıştır.
GNU projesi, Unix\'e benzer ama Unix olmayan açık kaynak bir işletim sistemi geliştirme amacındaydı. Buna göre, Unix programlarını çalıştırmakla beraber daha fazlasını yapacak bir sistem oluşturulacaktı. Proje çok kısa sürede, açık kaynak dağıtılan yüzlerce programı içerir hâle geldi. Zaman içinde bu rakam binlerce projeye ulaştı. GNU/Linux\'ta bu projelerden biridir.
Richard Stallman, özgür yazılım çalışmalarına daha rahat devam edebilmek için MIT\'deki görevinden istifa etti. Kendini sadece açık kaynak kodlu çalışmalara verdi.
Şu an hâlâ FSF\'nin başkanı olarak görev yapmaktadır. Herhangi bir yerden aldığı bir maaşı yoktur. Kendi adına evi, arabası ve hatta cep telefonu da bulunmamaktadır. Geçimini, yaptığı konuşmalar ve aldığı ödüllerle sağlamaktadır.
Özgür yazılımı niçin tercih etmeliyiz?Özgür yazılımı birçok nedenle tercih edebilirsiniz. Bunlardan biri de ürünün bedava olması olabilir. Ama sırf bu yüzden, özgür yazılımı kullanacaksınız, bu biraz haksızlık olur.
Özgür yazılım kullanmak doğru bir şeydir, çünkü sizin haklarınızı engellemez. Saçma sapan yasal dayatmalarla, sizleri 24 saat izleyip, özel hayatınıza da müdahele etmez. Arka planda ne olduğunu bilirsiniz. Sizden gizli bir şeyler yapıp, size özel bilgilerinizi çalmaz. Çünkü herşey şeffaftır.
Özgür yazılımı dilediğiniz gibi paylaşabilirsiniz. Dilediğiniz değişikliği yapıp, kendinize uygun şekle de sokmanız mümkündür.
Özgür yazılım, bilginin gelişmesi için en efektif ve en hızlı yöntemdir. Bu özgür yazılımcıların, bilgiyi kendi tekellerine alacak kadar kibirli olmamasından kaynaklanır. Isaac Newton\'un çalışmalarını insanlığa sunmak yerine, çok sıkı patent haklarıyla korumaya aldığını düşünelim. Bu konuda her çalışmak isteyen Newton\'a veya varislerine para ödemek zorunda olsaydı sizce bugün bu noktada olabilir miydik? Veya Newton bulduklarını sadece kendine saklasa, benzer şeyleri bulmak için boşa harcanacak emek ve zamanı düşünün: Gauss çalışmalarını yapabilmek için, türevi tekrar keşfetmeli, ispatlamalı ve zamanı kalırsa yeni bir teori üzerine çalışmalı... Her seferinde sıfırlanan ve en başa alınan bilginin, entellektüel bir birikim olduğunu, insanlığa yarar sağladığını söyleyebilir miyiz?
Özgür yazılım bir seçimdir. Dayatmalar içermez. "Böyle yaparsan korsan olursun; şöyle edersen, seni hırsız ilan ederiz!" gibi saçma dayatmaları, özgür yazılımda göremezsiniz. Özgür yazılımı seçerseniz, patent yasaları ve lisans anlaşmaları altına saklanıp, kimse haklarınıza tecavüz edemez.
Sözün özü; özgür yazılım, dayatma olmaksızın sizlere sunulan bir yoldur. Bu felsefenin temelinde para değil, özgürlük vardır. Buna rağmen, sıkı patent yasalarıyla korunan yazılımları da tercih edebilirsiniz. Bu tercihi yapmak yine sizin hakkınızdır. Ama özgür yazılımı seçerseniz, ileride pişman olacağınız anlaşmalara imza atmaz, nefret duyulacak sözleşmelere onay vermezsiniz.
Özgür yazılımla ilgili pek çok lisans sunulmaktadır. Ama bunlardan en yaygını elbette GPL\'dir. Aşağıda GPL\'i ve resmi olmayan Türkçe çevirisini bulabilirsiniz:
Genel Kamu Lisansı ( İngilizce )Genel Kamu Lisansı ( Türkçe )Özgür yazılımla ilgili büyük eylemler yapmanız gerekmiyor. Ufakta olsa, ona bir şans vermeniz, denemek için bile olsa birkaç açık kaynak yazılım kullanmanız fazlasıyla yeterli! Örneğin, Internet Explorer kullanıyorsanız, onu bırakıp,
Firefox ile yola devam etmeniz, sevindirici bir gelişme olacaktır.
Çağatay ÇEBİ
cagataycebi.com