Korsan kullanım iyidir-güzeldir veya kötüdür-şeytandır gibi bir tartışma başlatmayacağım. Ancak bazı olayların seyri, DRM konusuyla ilgili bir şeyler yazmayı gerektiriyor.
Bir kaç yıldan beri DRM ( Digital Rights Management - Sayısal Haklar Yönetimi ) diye Internet'te bir olay dönüyor. Bazıları buna, Digital Restriction Management - Sayısal Kısıtlama Yönetimi diye bir isim bile verdiler.
DRM'i bilmeyenler için kısaca bir örnek vereyim. Diyelim bir siteye giriyorsunuz ve parasını ödeyerek bir film veya müzik indiriyorsunuz. Parasını ödeyerek, indirdiğiniz bu dosyayı her izlemeye kalktığınızda, Internet'te bir sunucuyla bağlantı kuruluyor ve izlemek için izin alınıyor. Şayet Internet'iniz yoksa izleyemiyorsunuz. Daha da kötüsü, Windows/MAC OS gibi bir işletim sistemi kullanmıyorsanız, gene izleyemiyorsunuz. Daha daha kötüsü, Windows bile kullansanız, belirli bir süre sonra lisansınız iptal edilebiliyor. Ve en berbat yanı da dosyayı başka bir ortamda izleme şansınızın olmaması.
Olayın trajikomik boyutuna gelince, Microsoft becerebilirseniz DRM'i kaldırmanıza laf etmiyor. Örneğin şöyle bir açıklaması var:
"Microsoft, 19 Ekim 2001 tarihinde çıkan Freeme.exe yazılımını Kayıt Web sitesinde
değerlendirmiş ve Microsoft Windows Media Digital Rights Management sürüm 7 (7.1 dahil)
ile korunan içerikleri satın alan veya lisans alan kullanıcılar için, Freeme yazılımının
içeriklerin Digital Rights Management (DRM) korumasını ihlal etmek amacıyla
uygulanabileceğini doğrulamıştır. Bu ihlalin kullanıcıları bilgisayarında bulunan kişisel
bilgilere yönelik bir korsanlık özelliğinde olmadığını belirtmek gerekir."
İsterseniz açıklamanın tamanını
Microsoft'un kendi sitesinde okuyabilirsiniz.
Evet arkadaşlar durum budur. Korsana hayır maskesi altında, sizin özgürlüğünüz kısıtlanmaktadır.
Ubuntu kullanıyorum ve şu an Windows'ta yaptığım 2 şey dışında her şeyi ama her şeyi yapıyorum. Bunlardan birisi oyun oynamak, diğeriyse parasını ödeyip almış olduğum dosyaları dinlemek/izlemek. Oyun oynamaya birşey demeyeceğim, çünkü geliştiricilerin bazı dayatmalar sonucunda platform bağımlı yapması kaçınılmaz. Ancak her ortamda çalışması gereken dosyaların, sadece kendisine özgü çalışması kadar kısıtlayıcı bir saçmalık olabilir mi? Veya parasını ödediğim şeyi dilediğim gibi kullanamamak kadar can sıkıcı bir durum olabilir mi?
İşte korsana hayır kampanyacılarının gerçek yüzü budur. Fırsatları olsa deri altınıza RFID'lerden yerleştirip, evlerinize kamera koyup, sizi 24 saat izlerler. Çünkü para kazanmak için onlara göre her yol mübahtır. İşin sanatında, estetiğinde, güzel şeyleri ortaya çıkartmada hiçbir şey umurlarında değildir. Daha çok para - daha çok kâr için bir döngü kurmuşlardır ve bu döngünün dışına çıkmamanız için elinizden geleni yaparlar.
Linus Torvalds, DRM desteğinin Linux'ta verilebileceğini söyledi. Ama sorun Linux'un DRM destekleyip desteklemeyeceği değil, onun engelleniyor oluşu! Microsoft'un sunduğu DRM lisansıyla gelen bütün videoları ve müzikleri, sadece Windows Media Player ile izleyebilirsiniz. Bırakın başka bir işletim sistemini, başka bir programla bile kullanmanız sıkıntılara neden olmaktadır.
Defective by design... Apple sunduğu Mac OS X ile DRM'e tam destek veriyor. Bir şarkı satın aldığınız zaman, tek bilgisayarda çalıştırmak için ayrı, iPod'da çalıştırmak için ayrı, ikisinde birden çalıştırmak için ayrı para ödüyorsunuz. Yani firmalar dinleme hakkını satmak yerine, tuhaf yaklaşımlarla daha fazla para koparma derdine düşmüş durumdalar.
Bugün ses ve video dosyalarıyla başlayan sürecin, ileri de ne kadar feci durumlara dönüşebileceğini kestirmek güç değil. Bir süre sonra, çalıştırdığınız her programı denetleyecek ve firmaların iç politikalarına göre sizlere izin verecek, bir yapıya doğru gidiyoruz. Komplo teorileri üretmenin bir gereği yok. Ancak bu işin sonu, 24 saat denetim altında tutulan kullanıcılara kadar gidebilir.
Richard Stallman'ın bu konuda birçok açıklaması var. Anti-DRM siteleri de kurulmuş durumda. Bunlardan bir tanesi de, tasarımdan sakat anlamına gelen,
Defective by design... Bu adrese girerek konuyla ilgili daha fazla bilgiye ulaşabilirsiniz. Gayet net şekilde, neden DRM'e hayır dememiz gerektiğini açıklıyorlar.
Korsanla mücadele adı altında firmalar kurup insanları denetlemeye çalışanlardan nefret ediyorum. Açıkcası, DRM'e, sert bir karşılık verilmesi gerektiğine inananlardanım. En doğru tepki nedir emin değilim ama en azından yapabileceğimiz bazı şeyler bulunuyor:
* DRM destekli ürünleri satın almayız.
* DRM ile gelen video ve müzikleri indirmeyiz. mp3 veya DivX, XviD gibi teknolojileri bir süre daha kullanabiliriz.
* DRM destekli ürün satan ve DRM lisansı kullandırtan firmalara, bu ürünleri neden istemediğimizi anlatan yazılar yollayabiliriz.
Sanatta öncelik para değildir; en azından böyle olmaması gerekir. Ama DRM örneğinde olduğu gibi para hırsı o kadar büyümüş ki; artık bazı firmalar kullanıcıyı denetlemeyi bir hak olarak görmeye başlamışlar. Bizi izlemek kimsenin hakkı değildir. Özel yaşamınızda ne yaptığınız kimseyi ilgilendirmez ve yaptıklarınızı kimse takibe alamaz. Hiçbirimiz 1984 romanının kahramanları değiliz ve böyle bir hegemonyayı kabul edemeyiz!
20 Ağustos 2006-----Çağatay ÇEBİ
cagataycebi.com